Taşınmaz malın, normaldeki gerçek piyasa değerinde daha düşük bir değer ile tapu ve mülkiyet kayıtlarına geçirilmesi tapuda evin değerinin az gösterilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum da birçok kişi için önemli sorun haline gelebilmektedir.
Tapuda evin değerinin düşük gösterilmesi durumu genel olarak satıcı ve alıcının arasında gerçekleştirilen gayri resmi bir anlaşmanın sonucunda gerçekleştirilmektedir. Taraflardan biri taşınmaz malın değerini olduğundan düşük göstererek vergi avantajı sağlamak ve farklı haksız belirli finansal avantajlar elde etmek amacı ile bu yolu seçebilmektedir.
Tapuda bir evin ya da malın değerinin düşük gösterilmesi durumunda resmî belgelerde yazıl değer ve gerçek değer arasında bir fark görülmektedir. Bu tür uygulamalar ise yasal olarak resmi dışı ve yasa dışı işlemlerdir ve ciddi hukuki sorunlara da yol açabilmektedir.
İçindekiler
Tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi durumları hukuki bir sorun oluşturduğundan, bu durum çeşitli yollarla tespit edilebilmektedir. Bu yollarda genel olarak vergi kaçırma ya da maliyet azaltma amacı ile gerçekleştirilen evin satış değerinin düşük gösterilmesi durumlarında vergi daireleri ve yetkili merciiler çeşitli tespit yolları kullanabilmektedir.
Bu tespit yolları arasında vergi incelemeleri ilk sırada gelmektedir. Vergi daireleri belirli bir taşınmazın gerçek değerinin beyan edilen değer ile uyumunu belirlemek amacı ile vergi incelemeleri gerçekleştirebilmektedir. Tapu kayıtları da beyan edilen değer ile gerçek değer arasındaki tutarsızlıkları tespit etmek için incelenmektedir.
Ayrıca vergi daireleri vergi kaçakçılığı ve değer düşük gösterme gibi durumları tespit etmek amacı ile malı istihbarat yöntemlerini kullanabilmektedir. Bu da belirli kişilerin mal varlıklarını, mali durumlarını ve finansal işlemlerini izleme süreçlerini içerebilmektedir.
Yetkililer bu gibi durumlarda benzer özelliklere sahip komşu taşınmaz malların satış değerlerini karşılaştırmaktadır ve bu şekilde beyan edilen değer ile gerçek değer arasındaki farklar da tespit edilebilmektedir. Komşular ya da diğer ilgili tarafların vergi kaçakçılık durumlarını yetkililere ihbar etme durumlarında da bu ihbarlar incelemelerin başlatılmasına sebebiyet verebilmektedir.
Vergi daireleri bağımsız mülk değerleme uzmanlarına başvurmaktadır ve bu şekilde taşınmaz malların gerçek piyasa değerleri de belirlenebilmektedir. Bu başvurulan uzmanlar taşınmaz malın fiziksel özellik durumlarını, konumlarını ve çeşitli faktörleri göz önüne alarak gerçek değeri tespit edebilmektedirler.
Bununla birlikte tapu dairesi yetkilileri gerçekte yapılan işlemleri denetlerken beyan edilen değer ile tapu kayıtlarındaki değer arasındaki tutarsızlıkları fark da edebilmektedirler. Bu şekilde de tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi durumları tespit edilebilmektedir.
Taşınmaz malların ve taşınmaz gayrimenkullerin alım ve satım işlemlerinde özellikle tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi gibi durumlar, gelir vergisi açısından da önemli sorunları beraberinde getirebilmektedir.
Gelir vergisinin yanında bu gibi durumlar tapu harcı açısından da belirli sorunları oluşturabilmektedir. Gelir vergisi ve tapu harcı gibi önemli malı yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekilmektedir ve bu yükümlülükler alıcı ve satıcıları doğrudan etkileyebilecek unsurları içermektedir.
Tapu harcı genel olarak taşınmaz malın alım ve satım bedeli üzerinden hesaplanan oran ile tahsil edilen bir vergidir. Tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi gibi durumlar tapu harcı konusunda önemli sorunlara yol açabilmektedir ve bir anlamda bu durum vergi kaçakçılığına girmektedir. Bu da yasal sorumlulukların devreye girmesine yol açabilmektedir.
Gelir vergisi de taşınmaz malın satılması ve satış karından doğan bir geliri temsil ettiğinden tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi haksız kar kazancı elde etmek anlamına gelir ve bu konuda birtakım yasal ve hukuksal sorunlar oluşabilmektedir. Bu yasal süreçler de ciddi hukuki süreçleri içerebilir.
Tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi sözleşme konularında da belirli birtakım sorunlara yol açabilmektedir. Sözleşmeler genel olarak iki ya da daha fazla taraf arasındaki anlaşmayı belirleyen hukuki belgeler olduğundan, bu belgelerde belirli yasal hak ve sorumluluklar da bulunmaktadır.
Bu sözleşmelerde tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi gibi durumlar sözleşmenin ihlali kapsamına girebilir ve ihlal durumlarında bir taraf ya da her iki taraf da yasal sorumluluklar ile karşı karşıya kalabilmektedir.
Sözleşmelerde yasal olmayan durumlar gerçekleştiğinde tarafların sözleşmeyi ihlal etmesi yasal sorunlar ile birlikte sözleşmenin sonlandırılmasına da yol açabilmektedir. Yasal durumların dışında mahkeme kararları ile birlikte sözleşme sonlanabilir ve yükümlülükler geçersiz kalınabilir.
Ayrıca mahkeme kararı ile birlikte sözleşmede değişikliklerin yapılması da gündeme gelebilir ve belgelerin eksik ya da hatalı olması durumlarında belirli sorunlar da ortaya çıkabilmektedir.
Tapu rayiç bedel cezası bir taşınmazın alım ve satım değeri ile beyan edilen değer arasındaki farkın tespit edilmesi durumlarında uygulanan bir ceza olarak ön plana çıkmaktadır. Türkiye’de tapu işlemlerinde bir taşınmaz malın alım ve satım değerleri ile tapu kayıtlarında beyan edilen değer arasında belirli ve önemli bir fark görüldüğünde tapu rayiç bedeli cezası uygulanmaktadır.
Bununla birlikte de bu ceza tapu harcı, KDV ve diğer vergisel çeşitli yükümlülüklerinin doğru bir şekilde hesaplanabilmesi amacı ile tapu işlemlerinde doğru bir değerin beyan edilmesini teşvik etmek amacı ile de uygulanabilmektedir.
Taşınmaz malın alım ve satım değeri, beyan edilen değerden daha yüksek olursa aradaki farka karşılık gelebilen bir ceza da uygulanabilmektedir ve cezalar taşınmaz malın gerçek değeri ile beyan edilen değeri arasındaki farka göre de belirlenebilmektedir.
Tapu rayiç bedeli cezasının amacı da belirli olan mülkiyetin gerçek ve doğru değerinin, esas bir biçimde beyan edilmesini sağlamaktır. Böylece de buradaki amaç vergi kaçakçılığı durumlarını önlemektir.
Bu konuda herhangi bir yanlış beyan da vergi dairesine ve hükümet gelirlerine, devlet gelirlerine önemli zarar verebildiği için önemli hukuki sorunlar da doğabilir. Taşınmaz mal ve alım satım işlemlerinde ceza yememek için doğru ve adil değerlerin beyan edilmesi gerekmektedir.
Tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi durumu, hukuki bir suçtur ve yasal değildir. Bu sebeple de bu durumun düzeltilmesi gerekilmektedir. Evin satış değerinin düzeltilmesi için belirli birtakım adımlar izlenmelidir.
Bu konuda tapuda evin satış değerinin düşük gösterilmesi durumunun düzeltilmesi amacıyla yasal danışmanlık almak bir çözüm olabilir. Evin satış değerinin düşük gösterilmesi gibi durumlarda bir hukuk uzmanına danışmak, bu konuda bir avukat ya da gayrimenkul uzmanı ile plan oluşturmak önemli çözümlerin arasındadır.
Evin gerçek piyasa değerini belirlemek için de bağımsız bir değerlendirme uzmanından yardım almak bu konuda önemli bir süreç olabilmektedir. Bu şekilde adil değer belirlenerek yeni değerlendirme yaptırılabilir. Düzeltilmiş değer ile tapu işlemleri yapmak ve yetkililere bildirimlerde bulunma da önemlidir.
Tapu dairesine gerçekleştirilecek olan başvuruda önceki yanlış beyanların bir hata olduğu açıklanmalı ve gerçek değerlerin doğru bir biçimde beyan edildiği de bildirilmelidir. Ayrıca yanlış değer beyanında bulunmanın çeşitli hukuki ve cezai yaptırımların olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.